Arnavutluk, belki de Balkanlar’daki en keşfedilmemiş yerlerden biri. Birçoğumuzun aklına seyahat rotası olarak gelmese de, bir kez gitmeye karar verdiğinde neden bu kadar geç kaldığını düşüneceğine eminim. Mükemmel doğası, tarihi yapıları ve insanlarının sıcaklığıyla beni kendine hayran bıraktı. Sen de tatil planlarını yaparken Arnavutluk’u göz ardı etmemen gerektiğini bu yazıyla fark edeceksin.
Vizesiz Seyahat İmkanıyla Kolay Bir Kaçış
Evet, yanlış duymadın! Arnavutluk’a Türkiye’den vizesiz gidebiliyorsun. Bu da plan yapmayı kolaylaştırıyor. Eğer vize işleriyle uğraşmak istemiyor, doğrudan biletini alıp yola çıkmak istiyorsan, Arnavutluk tam sana göre. Üstelik uçak biletleri de birçok Avrupa ülkesine kıyasla daha uygun fiyatlı. İnan bana, bir bilet alıp gitmek bu kadar kolay olamazdı. Ben de ilk gittiğimde bu kadar pratik bir şekilde yolculuk yapacağımı tahmin etmemiştim.
Tiran: Renkli Bir Başkent Deneyimi
Arnavutluk’un başkenti Tiran, seni ilk görüşte şaşırtacak. Tiran, eski komünist dönem izlerini taşıyan mimarisi ve yenilenmiş, modernize edilmiş yüzüyle tam bir tarih ve modernlik harmanı. Şehirde gezerken göreceğin rengarenk binalar, insanın içini ısıtıyor. Birçok kişi buraya sadece başkent diye uğrar ama inan bana, Tiran’da zaman geçirmek büyük keyif. Eğer zamanın varsa Skanderbeg Meydanı, Tiran Piramidi ve Et’hem Bey Camii mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Ayrıca, meydanda oturup Arnavut halkının günlük yaşantısına tanıklık etmek bile başlı başına bir deneyim.
Ben, Tiran’da ilk sabah kahvaltımı yerel bir kafede yapmıştım. Tavsiyem, mutlaka yerel lezzetlerden denemen. Byrek ve Fergese, Arnavutluk mutfağını deneyimlemenin güzel yollarından. Byrek’i, tıpkı bizim böreklerimiz gibi; ama inan bana, farklı bir lezzet dokunuşu var!
Berat: Bin Pencereli Şehir
Arnavutluk’ta bir masal şehri arıyorsan, Berat tam da o şehir! UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu şehir, mimarisiyle seni zamanda yolculuğa çıkaracak. “Bin Pencereli Şehir” olarak bilinen Berat, tarih ve doğanın mükemmel bir buluşma noktası. Dar sokaklarında yürürken, tarihi evler ve kalenin muhteşem manzarası seni büyüleyecek. Kendi deneyimimden söylemeliyim ki, kaleye çıkarken biraz yorulacaksın ama yukarıdan gördüğün manzara her şeye değer olacak. O an gerçekten nefes kesici!
Yolun düşerse, eski çarşıda biraz vakit geçir. Küçük el işi dükkanlarından hatıra alabileceğin harika ürünler bulabilirsin. Eğer otantik bir deneyim yaşamak istersen, yerel bir restoranda oturup geleneksel Arnavut yemeklerini deneyebilirsin. Özellikle etli yemekler burada çok meşhur. Tave Kosi denilen yoğurtlu kuzu eti favorim oldu!
Ksamil ve Saranda: Ege’yi Aratmayan Sahiller
Eğer yaz aylarında gitmeyi planlıyorsan, Arnavutluk’un Ksamil ve Saranda sahilleri seni bekliyor olacak. Bu iki bölge, Arnavutluk’un gizli cennetleri. Masmavi denizi, ince kumlu plajlarıyla Ege ve Akdeniz’i aratmayan güzelliklere sahip. Ben ilk kez Ksamil’e vardığımda, buranın neden daha önce bilinmediğini düşünmüştüm. Sessiz, huzurlu ve doğayla iç içe bir tatil istiyorsan, buralar senin için harika bir seçenek.
Kumsalda dinlenirken, bir yandan da çevredeki küçük adalara kısa tekne turları yapabilirsin. Özellikle yaz mevsiminde buralar yerli ve yabancı turistlerin favori noktalarından biri haline geliyor. Eğer doğayla daha fazla vakit geçirmek istersen, yakındaki Butrint Antik Kenti’ni de gezmeyi unutma. Antik Roma kalıntılarıyla dolu bu yer, tarihe meraklı olanlar için mükemmel bir durak.
Görmeden Dönme: Gjirokastra
Bir başka UNESCO Dünya Mirası listesinde olan şehir ise Gjirokastra. Arnavutluk’un bu taş şehirleri, bambaşka bir ruh taşıyor. Gjirokastra, Arnavutluk’un en eski ve tarihi şehirlerinden biri. Arnavut evleriyle ünlü bu şehir, dar sokakları ve taş yapılarıyla seni tarihin derinliklerine götürecek. Şehirdeki Gjirokastra Kalesi’ni mutlaka ziyaret etmelisin. Kaleye çıktığında karşılaşacağın manzara ise kelimenin tam anlamıyla nefes kesici!
Bir de buraya gitmişken, eski Osmanlı dönemine ait Zekate Evi’ni ziyaret etmeyi unutma. Ben bu evde gezerken, tarihin içinde kaybolduğumu hissetmiştim. Her bir köşesinde başka bir hikaye saklı.