0 Comments

Gürcistan, tarihi dokusu ve doğasıyla büyüleyici bir ülke. Türkiye’den vizesiz seyahat edebileceğin bu güzel ülke, Karadeniz’in hemen doğusunda, hem Asya’nın hem de Avrupa’nın izlerini taşıyan kültürüyle seni kendine hayran bırakacak. Ben Gürcistan’a ilk gittiğimde, hem tarihî şehirleri hem de misafirperver insanlarıyla adeta bir zaman yolculuğu yapmıştım. Bu yazıda Gürcistan’da neler yapabileceğine dair kendi deneyimlerimi paylaşacağım. Bavulunu hazırlayıp yola çıkmaya ne dersin?

Vizesiz Seyahatin Kolaylığı

Gürcistan, Türkiye vatandaşları için vizesiz seyahat edilebilen ülkelerden biri. Pasaport ya da kimlik kartınla rahatlıkla giriş yapabilirsin. Bu seyahat kolaylığı, Gürcistan’ı hızlı ve planlama açısından basit bir rota haline getiriyor. Ben Gürcistan’a ilk gidişimde, sadece kimlik kartımı kullanarak sınırı geçmiştim. Eğer hızlı bir tatil kaçamağı planlıyorsan, Gürcistan bu anlamda mükemmel bir seçenek sunuyor.

Tiflis: Gürcistan’ın Modern ve Tarihi Başkenti

Gürcistan’ın başkenti Tiflis, modern ve tarihî dokunun iç içe geçtiği bir şehir. Şehre vardığımda, Tiflis’in tarihi sokakları ve modern binalarıyla dolu atmosferi hemen dikkatimi çekmişti. Şehri keşfetmeye başladığımda ise bu iki farklı dünyanın ne kadar uyum içinde olduğunu fark ettim. Eski Tiflis, bu tarihî dokuyu en iyi yansıtan bölgelerden biri. Dar sokaklarında yürürken adeta tarihin içinde kayboluyorsun.

Eski Tiflis’te gezilecek ilk yerlerden biri Narikala Kalesi. Tiflis’in yüksek bir tepesinde yer alan bu kale, şehri panoramik olarak görebileceğin harika bir manzaraya sahip. Kaleye teleferik ile çıkabilir ve yukarıdan şehri izleyebilirsin. Ben kaleye çıktığımda, Tiflis’in nehirle çevrili muhteşem görüntüsü karşısında büyülenmiştim. Teleferik yolculuğu da şehrin modern yüzünü görmek için keyifli bir fırsat sunuyor.

Tiflis’in kalbinde yer alan Sameba Katedrali ise Gürcistan’ın en büyük dini yapılarından biri. Modern bir mimariye sahip olan bu katedral, Tiflis’in her yerinden görülebilecek kadar büyük ve etkileyici. Katedrale gittiğimde, hem dış cephesinin ihtişamı hem de iç dekorasyonunun sadeliği beni derinden etkilemişti. Burada biraz vakit geçirip şehrin sakin atmosferine kapılabilirsin.

Şardeni Caddesi, Tiflis’in en popüler bölgelerinden biri. Gece hayatı, restoranlar ve kafelerle dolu bu cadde, şehrin modern yüzünü yansıtıyor. Ben burada yerel lezzetleri tatma fırsatı bulmuş ve Gürcü mutfağının zenginliğini keşfetmiştim. Ayrıca, bu bölgede akşam saatlerinde dolaşmak ve Gürcü halkının günlük yaşamını gözlemlemek oldukça keyifliydi.

Kazbegi: Gürcistan’ın Doğa Harikası

Gürcistan sadece şehirleriyle değil, aynı zamanda doğasıyla da kendine hayran bırakıyor. Eğer doğa sever biriysen, Kazbegi mutlaka görmen gereken yerlerden biri. Burası, Gürcistan’ın en yüksek dağlarından biri olan Kazbek Dağı’nın eteklerinde yer alıyor ve muhteşem manzaralar sunuyor. Ben Kazbegi’ye gittiğimde, doğanın böylesine güçlü ve saf bir haliyle karşılaşmayı beklemiyordum. Özellikle Gergeti Trinity Kilisesi, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle insanı etkileyen bir yer.

Bu kilise, dağın tepesine kurulmuş ve adeta bulutların üstünde duruyor gibi. Ben burada birkaç saat geçirdim ve çevremdeki dağ manzarası eşliğinde kendimi tamamen doğanın içinde hissettim. Eğer biraz macera arıyorsan, kiliseye yürüyerek ya da 4×4 araçlarla çıkabilirsin. Yürüyüş rotası, hem doğayı keşfetmek hem de Gürcistan’ın doğal güzelliklerinin tadını çıkarmak için harika bir fırsat sunuyor.

Batum: Karadeniz’in İncisi

Batum, Gürcistan’ın Karadeniz kıyısında yer alan ve hem turistik hem de kültürel açıdan zengin bir şehir. Türkiye sınırına çok yakın olan bu şehir, hem deniz tatili yapmak isteyenler hem de kültürel keşifler peşinde koşanlar için ideal bir destinasyon. Ben Batum’a ilk gittiğimde, şehrin modern yapıları ve sahil boyunca uzanan parkları dikkatimi çekmişti. Özellikle Batum Bulvarı, şehirde vakit geçirmenin en keyifli yollarından biri. Bu bulvar boyunca yürürken, denizin ve şehrin modern dokusunu bir arada görebilirsin.

Batum’da mutlaka görmen gereken yerlerden biri de Batum Botanik Bahçesi. Bu bahçe, Karadeniz kıyısında yer alan en büyük botanik bahçelerinden biri ve binlerce bitki türünü barındırıyor. Ben burada vakit geçirirken doğanın sessizliğinin ve huzurunun tadını çıkarmıştım. Eğer sen de doğayla baş başa kalmak istersen, Batum Botanik Bahçesi tam sana göre.

Piazza Meydanı ise Batum’un en hareketli bölgelerinden biri. Kafeler, restoranlar ve canlı müzik performanslarıyla dolu bu meydanda vakit geçirirken şehrin enerjisini hissedebilirsin. Ben bu meydanda yerel halkla sohbet etme fırsatı bulmuş ve Gürcistan’ın sıcak misafirperverliğine bir kez daha hayran kalmıştım.

Kutaisi: Gürcistan’ın Tarihi Şehri

Gürcistan’ın bir diğer önemli şehri olan Kutaisi, tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle ünlü. Kutaisi’de gezilecek yerler arasında Bagrati Katedrali ve Gelati Manastırı başı çekiyor. Her iki yapı da UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve Gürcistan’ın kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Ben Kutaisi’ye ilk gittiğimde, bu iki yapının tarihî dokusu beni oldukça etkilemişti.

Prometheus Mağarası, Kutaisi yakınlarında yer alan ve mutlaka görmen gereken doğal güzelliklerden biri. Burası, devasa büyüklükte bir mağara sistemi ve içindeki ışıklandırmalarla birlikte adeta bir masal diyarını andırıyor. Ben mağara içinde yürüyüş yaparken hem doğanın gücüne hem de yer altındaki bu eşsiz güzelliğe hayran kalmıştım.

Gürcü Mutfağı: Lezzet Dolu Bir Deneyim

Gürcistan’a gitmişken, mutlaka Gürcü mutfağının zenginliklerini tatmalısın. Gürcü yemekleri, hem lezzetli hem de oldukça doyurucu. Özellikle khachapuri, Gürcistan’ın en meşhur yemeklerinden biri. İçinde erimiş peynir bulunan bu ekmek, hem kahvaltıda hem de öğle yemeklerinde tercih ediliyor. Ben ilk yediğimde, tadı o kadar hoşuma gitmişti ki, seyahatim boyunca birkaç kez daha khachapuri yemiştim.

Bir diğer popüler yemek ise khinkali. Gürcistan’ın mantısı olarak bilinen bu yemek, etli ve baharatlı bir iç harca sahip. Ben bu lezzeti tattığımda, içindeki baharatların ve etin mükemmel uyumuna hayran kalmıştım. Gürcistan’da yemek yerken, yanına yerel bir şarap da söylemeyi unutma. Gürcistan, dünyanın en eski şarap üreticilerinden biri ve yerel şarapları tatmak, bu ülkenin mutfağını keşfetmenin en güzel yollarından biri.

Tatlı olarak ise churchkhela’yı deneyebilirsin. Ceviz ve üzüm suyundan yapılan bu tatlı, Gürcistan’ın en meşhur tatlılarından biri. Sokak satıcılarında bulabilirsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazıları okudunuz mu?